T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ŞIRNAK / SİLOPİ - Vatan Ortaokulu

Öğretmenler İçin Rehberlik

SINIFTA DİSİPLİNİN SAĞLANMASI

Öğretmen, öğrencisinde görmek istediği davranışı, önce kendisi göstererek onlar için iyi bir rol modeli oluşturmalıdır. Disiplin kavramı çoğu kez ceza kavramı ile eş tutulmaktadır. Oysa disiplin ceza ile karıştırılmamalıdır. Ceza yıkıcı davranışa tepkidir, disiplin ise yıkıcı davranış ve bundan doğan tepkiyi önlemek içindir. Başka bir deyişle problemi önlemek için ne yaptığımızın yanında, problem doğduğunda ya da oluştuğunda ne yaptığımızla da ilgidir. Disiplinde önlemli ilke, bireyin kendi ihtiyaçlarının karşılanmasından sorumlu olduğu ve başka kişilerin davranışlarının bunu engellememesi gerektiğidir. Anlamlı etkinlikler, uygun çevre grupla çalışma, kendi kendini kontrol gibi kavramlar da disiplin kavramı içinde düşünülmelidir. Sınıfta disiplinin bozulması ya da hiç olmamasının nedenlerinden biri, sınıfla ilgili bir takım kuralların, prosedürlerin ve rutinlerin önceden belirlenmemiş olmasıdır. Öğretmene düşen görev, daha öğretim yılının başında, okul ve sınıf kurallarını öğrencilerine açıklamaktır. Hatta bu kurallar yazılı bir biçimde ilan edilebilir, öğrenci velilerine de gönderilebilir. Sınıf içi kuralların bir kısmı, öğrenci katılımı ile belirlenebilir, daha sonra da bu kurallara da tüm sınıf üyelerinin uyması beklenir. Sınıfta disiplinin sağlanması için kuşkusuz kuralların olması gerekir. Bu kuralların sadece öğretmen, yönetim vb. faktörler tarafından değil öğrencilerin katılımıyla belirlenmesi gerekir. Çünkü bireyler kendilerinin de katılımıyla oluşturulan kuralarla daha çok uyma eğilimi gösterirler. Kurallar, öğrencilerin eğitimine ve öğretimine katkıda bulunacak yapıda olmalıdır. Öğrenciler, öğretmenlerinin kendileri için en iyiyi seçtiklerini bilmelidirler. Karşılıklı sevgi-saygı ortamı olması gerekmektedir. Kurallar, öğrenci katılımıyla oluşturulmalı, kurallar her zaman uygulanmalıdır. Örneğin; sınıfa geç gelen bir öğrenciyi derse kabul etmek, diğer geç gelen öğrenciyi derse kabul etmemek kuralların uygulanmasındaki tutarsızlığı gösterir. Kuralların uygulanmasında tutarsız davranan bir öğretmenin öğrencilerinden kurallara uyulmasını istemesi ve öğrencilerin de bu kurallara uyması beklenemez.

Sınıfta Disiplin

Öğretmenin Sınıf Önündeki Duruşu:

Genel kural öğretmenin sınıf önünde ayakta durmasıdır. Oysa bu kuralın değişmesi gerekmektedir. Grubuyla bütünleşmeli, fakat kontrolü elinde tutacak bir pozisyonda da olmalıdır.  Grubun tüm üyelerini, öğrencilerini görebilmeli aynı zamanda tüm öğrencilerin de kendisini görmesini sağlamalıdır. Eğer bu pozisyonu sağlayamazsa hem gerçek yöneticilik yapamaz, hem de konuşurken öğrencilerin dikkatlerini konuşması üzerinde toplamada güçlük çeker. Konuşurken oldukça sakin durmak ve dikkati çekmek için el ve kolları kullanmak genel olarak daha iyi bir yoldur. Öğrencilerin sıralarından birine oturmak, hatta (eğer sıralar sabit değilse) öğrencilerle birlikte yarım daire şeklinde oturmak en iyi yoldur

Öğrencilerin Konuşmasının Etkinliği:

Hiçbir şey dersi, monoton bir sesten daha çabuk mahvedemez. İyi konuşmacılar söylenecek bazı değerli şeylere sahiptirler ve onları nasıl sunacaklarını bilirler. Oradaki her birey tarafından rahatça işitilebilirler. Seslerini önemli yerleri vurgulamak için yükseltirler.

Öğrenci Çalışmalarının Kontrolü:

Öğrencinin hazırladığı her ödevin öğretmeni tarafından kontrol edileceğini bilmesi disiplinli çalışmasına neden olacaktır. Öğrencileri ders dışında, boş zamanlarında gönüllü çalışmalarda bulunmalarına isteklendirmek disiplin sağlamanın diğer bir yoludur.

Yazı Tahtasının Kullanımı:

Yazı tahtasına ne yazılacağı kesinlikle bilinmeli ve çabucak yazılmalıdır. Yazı tahtasını kullanmanın ilk kuralı (eğer kullanılacaksa) ona yakın durulmasıdır. Yazı tahtasını kullanan bir öğretmenin yüzü kesinlikle yazı tahtasına dönük olmamalıdır. Zamanın büyük çoğunluğunu tahtaya yazı yazarak harcayan öğretmen öğrencisine de zamanını boşa harcama ve yaramazlık etme fırsatı vermiş olur.

Sınıf İçi Disiplin Kuralları ve Değiştirilmesi

Öğrencilerle tanışma, beklentilerin iletişimi, arkadaşça ama işe yönelik ortam, öğrencileri boş bırakmamak sınıftaki ilk günlerin önemli eylemleri olarak görülür. beklentilerin iletişimi ile arkadaşça, ama işe yönelik ortam, sınıftaki davranış kurallarının belirlenmesi ve uygulanması süreçleriyle gerçekleşebilir. Öğrencileri boş bırakmama, boş kalırlarsa zaman yitirecekleri ve istenmeyen davranışlara yönelecekleri düşüncesiyle, iyi bir zaman planlamasına ve boş zaman etkinliklerine gerek gösterir. Kurallar, önceden verilmiş hazır kararlardır. Deneyimlere dayanarak, gelecekteki belirli durumlarda nelerin nasıl yapılmasının iyi olacağını, nelerin beklendiğini, nelere uyulmadığını, nelerin olacağını açıklayarak, yöneticinin işini kolaylaştırır. Kendisinden nelerin beklendiğini, neleri yapmasının istenmediğini, bunların sonuçlarını önceden bilen öğrenci, davranışlarını düzenlemeye yönelecektir. Sınıftaki ilişkilerin karmaşıklığı, onları, kural koyarak düzene sokmayı gerekli kılar.

Oluşturulan kurallarda aşırıya kaçmamak gerekir. Kurallar uygulanabilir nitelikte olmalıdır. Gereksiz kurallar çıkarılmalıdır. Çünkü gereksiz kurallar çıkarılmazsa diğer kurallarında öğrencilerin kafasında gereksiz olduğu kanısı doğabilir. Önemli kuralların da uygulanmamasına sebep olur. Sınıf içi disiplinin sağlanmasında önemli olan kuralların çok olması değil, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılar nitelikte olmasıdır. Öğrenci ihtiyaçlarıyla kurallar bağdaşırsa sınıf içi disiplinin sağlanmasında sorun yaşanmaz.

Disiplini Sağlamada Dikkat Edilecek Hususlar

• Sınıfta göz iletişimini etkili bir biçimde sağlayabilme,

• Dikkati dağınık öğrencileri canlı tutmayı bilme,

• Sınıfın oturuş düzeninin iyi ayarlanması,

• Öğrencileri ismen tanıyabilme,

• Sınıf karşısında tenkitten kaçınma ve kendine hakimiyet,

• Sınıfın normlarını bilme ve bunlardan yararlanabilme,

• Öğrencilerle yakından ilgilenme, bunu onlara hissettirebilme,

• Nadir olarak tekrar eden bazı davranışları hoş karşılayabilme,

• Olayları daha başlangıcında büyümeden çözebilme,

• Tarafsızlık ve objektiflik,

• Mizahi ve güler yüzlü bir kişilik,

• Kendini beğenmişlikten ve sık sık kendini anlatmaktan uzak olmak,

• Öğrenmeyi güç bir duruma getirmeme,

• Öğrencilerin düzeylerini uygun olarak hitap edebilme,

• Olayları değişmez gerçeklere göre değil, olumlu taraflarını da göz önüne alarak çözümleyebilme vb.  hususlar.

Sınıfta sağlıklı sınıf ortamını oluşturabilmek için belirli kuralların önceden öğrenci işbirliğinde konulması faydalıdır. Fakat bu kurallar kesin kurallar hükmünü taşımamalıdır. Zira "Her şey katı ve kesin kurallar getirilerek çözülebilmiş olsaydı, dünyada en başarılı yöneticilerin hiç şüphesiz diktatörler olması gerekirdi".

Ailelerin Sınıf Disiplinine Katkısı

Yapılması gereken velilerle iyi ilişkiler kurarak fikirlerin benimsetilmesidir. Ailelere öğretmenlerin üstlendiği rolü anlatmak ve iş birliği içinde bulunmak gerekir. Öğretmen-öğrenci ilişkisinin bozuk olması anne-baba ve anne-baba-çocuk arasındaki ilişkileri de etkiler. Veliler öğretmenlerle iyi bir arkadaş ve çocuklarının eğitimi için birer ortak olmayı başarabilirlerse her iki tarafın disiplin çabaları daha yüksek düzeye gelecektir. Şu unutulmamalıdır ki veliler bazen çocuklarının sorunları ile yeterince eğitimli olmayabilirler. Böyle durumlarda öğretmen duruma profesyonelce yaklaşıp öneriler üretmeli, olası çözümleri aileleri sunmalıdır. Disiplin amacına ulaşmak için veli-öğretmen işbirliği kurulmalıdır. Okulun ilk günü velilerle bağlantı kurup evde çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini ilişkin beklentiler söylenmelidir. Sınıf kurallarının yazıya dökülerek ailelere imzalatılması ve yaptırımlarının belirlenmesi veli katılımını sağlayan diğer bir yoldur. Velileri sorun çözmede işbirliği içine katmanın bir yolu da gereken kaynaklarda desteklerinin istenmesidir.

Bazı kuralların uygulanmasında ailenin desteğinin de sağlanması gerekmektedir. Bu yüzden aile-öğretmen sürekli iletişim halinde olmalıdır.

Örneğin; öğretmenin sürekli uyarmasına rağmen derse sürekli geç kalan bir öğrencinin ailesiyle iletişime geçilir. Aile de öğrenciyle daha fazla ilgilenerek bu olumsuzluğu ortadan kaldırmaya çalışır.

Disiplin Sorunu Çıkmasını Önleyici Yöntemler

Öğrencilerin sınıf etkinlikleriyle uğraşlarını sağlamak için öğretmenlerin yaptığı her hareket istenmeyen davranışı önleyici tedbir olarak kabul edilebilir.

Planlı Çalışmak:

Yapılacak çalışma planıyla sınıf içinde oluşacak karmaşıklıklar önlenebilir ve öğretmen sınıftaki zamanını daha etkili kullanabilir.

Akıcı Etkinlik:

Öğrencilere "hiçbir şey yapmadan" geçirebilecekleri birkaç dakika bile süre tanınmamalıdır. Cruickshank ve diğerlerinin belirttiklerine göre Kovnin ve diğerleri tarafından yapılan araştırmalarda ortaya çıkan, iyi sınıf kontrolünün önemli bir özelliği, sınıf etkinliklerinin kesintiye uğramadan devam etmesini sağlamaktır.

Tutarlılık:

Öğrenci göstermesi istenilen davranışlar konusunda öğretmenin tutarlı olduğunu bilirse öğretmenin iyi disiplin sağlama şansı daha fazla olur.  Tutarlılık,  sınıf ve okul kurallarını uygulamada çok önemlidir.

Öğretmen Kontrolü:

Sınıfta neler olduğunun farkında olmak, olumsuzlukları önlemek için oldukça önemlidir. Dikkatli bir öğretmen, yardıma ihtiyacı olan öğrencileri fark edip onlara yardım eder ve öğrenci davranışlarını yapıcı şeylere yönlendirip istenmeyen durumların ortaya çıkmasını engeller. Öğretmen kontrol yaparken aynı zamanda öğrencilerin ne derecede ilerlediklerini de öğrenir

Kurallar Belirlemek:

Öğrenciler kurallara ihtiyaç duyarlar ve bunu isterler. Ayrıca kendilerinden neyin ve neden beklendiğini bilmek isterler. Kurallar önceden oluşturulursa (kural bozulmadan) ve gerekli durumlarda öğrencilere hatırlatılırsa onları cezalandırma gereği en aza inmiş olur. Öğretmen öğrencilere kurallara neden ihtiyaç duyulduğunu bir tartışma ortamı içinde anlatmalıdır. Öğrencilere kuralları kendilerinin oluşturmaları için fırsatlar tanınmalıdır. Genel ve kesin kurallar bir liste halinde belirtilebilir. Kuralın belirlenmesiyle birlikte, bir kuralın ihlali durumunda ne yapılacağı iyi düşünülmeli ve ihlal başlar başlamaz yapılması gereken uygulanmalıdır. Sınıf kurallarına uyan, uygun öğrenci davranışlarını gösteren öğrenciler ödüllendirilmelidir. Öğretmen istendik davranışlar için öğrencilere model olmalıdır. Öğretmen öğrencilere sevgi ve saygı ile yaklaştığında, öğrenciler de ona sevgi ve saygı duyacaklardır. Öğretmen öğrencinin ailesiyle bağlantı kurmalıdır.

Disiplin Sorununa Tepki Yöntemleri

Öğretmenler tarafından sorun olan davranışa karşı gösterilen tepkilerin çoğu oldukça kısa ve sıradan bir gözlemci tarafından fark edilemeyecek türden kısa süreli tepkilerdir ve genellikle sözsüzdür.  Bu tür tepkiler daha çok öğretmenin kesilmesini istemediği ve öğrencilerin dikkatini derse odakladıkları durumlarda kullanılır.

Görmezlikten Gelmek:

Görmezlikten gelme daha çok şiddetli olmayan durumlar için kullanılır.  Bu yöntemde önerilen bir yol da öğretmenin uygunsuz davranan öğrenciyi göz ardı ederken,  sınıfın ilgisini diğer öğrenciler üzerine çekmesidir.

Fiziksel Yakınlık:

Öğretmen istenmeyen davranışı yapan öğrenciye yaklaşır,  yakınlığın gücünü kullanır.

Göz Teması ve Sözsüz Uyarıcılar Kullanmak:

Göz teması,  devam eden bir etkinliği kesmeden yapılabilir.  Öğretmen,  öğrenci uygun davranışı gösterene kadar,  göz temasını sürdürmelidir. Ayrıca sözsüz olan bu yöntemde göz teması dışında öğretmen istenmeyen davranışa karşı tepkisini başı ile, yüz ifadeleriyle, dokunarak ya da el işaretleriyle de belirtebilir.

Yeniden Yönlendirmek:

Bu yöntem, basitçe, öğrencinin ne yapıyor olması gerektiğini göstermeyi içerir. Küçük sınıflarda bazen, öğretmen uygun davranışı överek öğrencileri yeniden yönlendirebilir.

Vazgeç İfadeleri ve Uyarılar Kullanmak:

Bazen öğrencilere yalnızca kötü davranışlarını durdurmalarını söylemek gerekir. Vazgeç ifadeleri bazen dikkati doğru davranışa çeken sorular şeklinde olabilir. Bu tür ifadeler göz teması ile desteklenmelidir. Bu yöntemde öğretmen,  öğrenciyi arkadaşlarının önünde utandırmamalıdır.

Eğitim Kurumlarında Şiddet

Çocuklar; kreşler, yuvalar, bakım evleri ve okullar gibi eğitim kurumlarında şiddete uğrayabilirler. Bu şiddet diğer yerlerdekilere benzer olarak duygusal, fiziksel ya da cinsel istismar biçimde olabilir. Duygusal istismarın sıklığı konusunda kesin veri bulunmamaktadır, fiziksel ya da cinsel istismarda olduğu gibi nesnel bulguların olmayışı tanıyı güçleştirmektedir. Fiziksel istismar okullarda cezalandırma yöntemi olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Fiziksel istismar tanımının içine dayağa ek olarak,  sarsma, çimdikleme, kulak çekme, iğne batırma, rahatsızlık verecek pozisyonda uzun süre durmaya zorlama, ceza olarak aşırı egzersiz yaptırma vb.  davranışlarda girmektedir.

Bedensel cezalar üzerinde yapılan araştırmalarda şu sonuçlara ulaşılmıştır:

1)Genellikle önceden tahmin edilemeyen öğrenci davranışlarından sonra kullanılmaktadır.

2)Uygun olmayan davranışı geçici olarak önlese bile, uygun davranışı geliştirmede hiçbir etkisi yoktur.

3)Genellikle önceden planlanmayan ve kasıtlı olmayan güç kullanımı şeklinde ortaya çıkmaktadır.

4)Öğrencide dalgınlık, uzaklaşma ve düşmanlığa yol açmaktadır. Bu olayın gerçekleşmesinden sonra gelecekte öğretmen ve öğrenci arasında iyi ilişkiler kurmak çok zorlaşmaktadır.

5)Öğrencide istenmeyen birçok davranışın gelişmesine de yol açmaktadır. (Örneğin; yararlı ve iyi şeyleri tahrip etme, okula gitmeme, okulu terk etme gibi. )

Eğitim kurumlarında kesinlikle şiddet uygulanmamalıdır. Eğer öğrenci eğitim kurumunda herhangi bir şiddete maruz kalırsa, bu durum öğrencinin okuldan korkmasına, kendine güvenememesine, arkadaşlarına karşı saldırgan bir tutum izlemesine ve şiddetten kaçınmak için yalan söylemesine sebep olabilir. Eğitim kurumlarının öğrenciye kazandırması gereken davranışlar bunlar değildir. Aksine amacı; bilgili, kendine güvenen, ilişkilerinde saygılı davranan, dürüstlüğüyle topluma faydalı birey yetiştirmektir. Biz öğretmenler şiddete kesinlikle başvurmamalıyız. Çünkü biz öğretmenler öğrencilerin gözünde birer modeliz.

Etkisiz Disiplin Uygulamaları

Sınıf yönetimiyle ilgili yapılan araştırmaların bir kısmı sınıf yönetimindeki etkisiz uygulamaları da ortaya koymuştur. Öğretmenler açısından etkili uygulamaları bilmek kadar sınıf yönetimi ve disiplininde etkisiz uygulamaları da bilmek ve bu tür davranışlardan kaçınmak önemlidir. Ancak uygulamada bu tür öğretmen davranışının devam ettiği ve geniş ölçüde uygulandığı da bilinen bir gerçektir. Sınıf yönetiminde etkisiz olarak bilinen uygulamalar şunlardır:

• Sınıf içerisinde hangi amaçla konulduğu anlaşılamayan ve zorla uygulanan kurallar. Örneğin "Doğru zamanda doğru yerde olunacaktır" bu nedenle sınıf içerisinde oluşturulan her kural mutlaka mantıklı bir gerekçeye dayandırılmalıdır.

• Öğretmenin,  öğrencilerin istenmeyen davranışlarını görmezden gelmesi. Öğretmenin bu tutumu daha önceden belirlenen kuralları önceden kendisinin çiğnemesi anlamına gelir ki oluşturulan kurallara öğrencilerin uyması giderek zayıflar.

• Öğrencilerin yanlış davranışlarına karşı öğretmenin belirsiz, tutarsız, çelişkili karşılıklar vermesi ve kuralların tutarsız olarak uygulanması.

• Öğretmenin,  içinde öğrenciye doğru uygulamayı gösteren ve ona destek olmayan ifadeler, uzun uzun nasihatler içeren konuşmalar yapması.

• Cezalandırmada aşırıya kaçmak. Cezanın öğrenciyi olumlu davranışlara yöneltme konusunda fazla etkili olmadığı bilinmektedir.

 

SINIFTA 5 ZOR KİŞİLİK ve ONLARLA BAŞEDEBİLME

Bu yıl "zor" öğrencilerin bile derslere odaklanmasını sağlayabilmek için olumlu davranış yönetimini kullanın. Her öğretmen gibi ben de bir sınıfı idare etmenin ne kadar önemli bir iş olduğunu biliyorum. Kendi çalışma yerim olan Avustralya´da ve dünyanın görev yaptığım çeşitli yerlerinde farklı yeteneğe, geçmişe ve mizaca sahip 25 ya da daha fazla öğrenciyi alıp birlikte çalışan, haklara saygı duyan bir grup oluşturmanın ne kadar zahmetli bir iş olduğunu tekrar tekrar gördüm. Belirli türlerdeki öğrenci davranışları (her sınıfta görülmesine karşın yine de can sıkıcı olan) bu işi başarılması daha zor hale getirir. Buna rağmen sınıftaki en zor kişiliklerin bile hakları ve sorumlulukları dengeleyen olumlu disiplin yöntemlerine olumlu karşılık verdiğini keşfettim. Bu yazıda aşağıdaki kişilik türleri için işe yarayan stratejileri bulacaksınız: 1. Gevezeler 2. Yapışkanlar 3. Boykotçular 4. Tartışmacılar 5. Somurtkanlar 1.

GEVEZELER

Gözlemci olduğum bir sınıfta öğretmen grup etkinliklerinden önce bir noktayı açıklıyor; tam bu anda bir öğrenci diğerine dönüp fısıldamaya başlıyor. Öğretmen: "Lisa ve Emma, Dersi anlatmaya çalışıyorum!" Lisa: "Ama ben konuşmuyordum!" Öğretmen: "Lisa, seni Emma ile konuşurken gördüm. Ben ders anlatırken konuşma. Dikkatini buraya ver." Lisa: "Hocam yapmayın. Emma sadece bana çalışmayla ilgili bir soru sordu!" Öğretmen: "Beni dinle- Kimin ne söylediği beni ilgilendirmez. (Öğretmen doğal olarak sinirlenmiştir; özellikle Lisa´nın ses tonundan ve el kol hareketlerinden dolayı.) Lisa: "Ama, Emma " Öğretmen: "Lisa!" Bu yüksek ses tonunu şöyle bir ifade izler: "Bir kelime daha söylersen..." ya da azarlayıcı bir tonda "... bıktım usandım". Her iki durumda da zarar verici bir yan vardır.

İZLENECEK STRATEJİLER

Olumlu bir yönlendirmede ya da anımsatmada bulunun ve ardından teşekkür edin.

İstemediğiniz davranışa değil istediğinize odaklanın; Örneğin "Karışma" demek yerine "Teker Teker" ya da "Görgü kurallarımızı hatırlayalım" gibi. Yönlendirmeleri kısa tutun; sorun üzerinde çok fazla durmaktan kaçının. Buna ek olarak, davranış hedefimize daha uygun bir mesaj verdiğinden dolayı düzeltme yaparken bile "lütfen"e ek olarak kimi zaman "teşekkürler" sözcüğünü kullanmanın daha etkili olduğunu gördüm.

Ses tonunuzu ve beden dilinizi seçin.

Öğrenciler tarafından nasıl duyulduğumuz büyük ölçüde bizim sözsüz davranış biçimlerimize bağlıdır. "Sessiz adımlarla lütfen,. Teşekkürler" ifadesini alaycı bir ses tonuyla ve parmağınızı öğrencilere doğru sallayarak söyleme olumlu sözcüklerin hepsini bir çırpıda yok eder. Ses tonunuzu, bakışınızı, öğrenciye yakınlığınızı ve beden dilinizi sürekli kontrol altında tutun.

Stratejik aralar vermeyi deneyin.

Öğretmenler dikkati çekmek ya da korumak istediklerinde duraklamaların bilinçli kullanımı yardımcı olabilir. Gerekli talimatı vermeden önce kullanılan bir ara öğrencilerin size bakmasını, sizi dinlemesini ve hemen ardından yanıt vermesini sağlayabilir. Öğretmen odanın diğer köşesinde konuşan iki öğrenciye seslendiğinde "Lisa, Emma ne yapıyorsunuz?" büyük olasılıkla onlar yalnızca kendi adlarının söylendiğini duyacaklar, sorunun ne olduğunu anlamayacaklardır bile. Önce öğrencilerin adlarıyla (daha otoriter bir tonda) başlayıp bir ara verdikten sonra yönlendirmeyle devam etmek daha iyi fikirdir.

Nasıl yönlendireceğinizi bilerek dikkati asıl konunun üzerinde tutun.

Konuşan öğrencilerden önlerine dönüp konuştuğunuz sürece dinlemelerini isteyerek dikkatimizi birincil davranış sorununa (bizim öğretme ve diğerlerinin öğrenme haklarını öncelikle etkileyen davranış biçimi) vermiş oluruz. Öğrenciler tartışır ya da surat asarlarsa bu davranış sırası gelmeden konuşma sorununa yönelik olmaz. Yeniden yönlendirme, ikincil konulara dikkatimizi vermek yerine kurallara, haklara veya verilen talimatlara odaklanma şeklidir. Öğrencilerin görüşlerine bir parça katılıp (öğrencilerin duygularına değer verip) sonra çabucak asıl konuya dönerek bunu yapabilirsiniz.

UYGULAMALI STRATEJİLER

Öğretmen ödevi açırkarken Lisa ve Emma özel olarak konuşup diğerlerini rahatsız ediyorlar. Öğretmen konuşmayı keser. Kimi zaman bilinçli olarak yapılan bir duraklamanın tek başına öğrencilerin dikkatini çekmeye yettiğinin farkındadır - ama bu sefer işe yaramaz. Bu yüzden o kızlardan önlerine dönüp dinlemelerini ister: "Emma . . ., Lisa . . ., lütfen önünüze dönüp dinleyin, teşekkürler." Lisa darılmış bir şekilde "ama biz sadece ödev hakkında konuşuyorduk" der. Bu noktada öğretmen söylenen şeyin doğru olup olmadığıyla ilgilenmez. Konuyu başka bir yöne çevirir:

"Ders hakkında konuşuyor olabilirsiniz ama önünüze dönüp dinlemenizi istiyorum, teşekkürler. Bu anlattıklarımızı bilmeniz gerekiyor." Lisa´nın kırgınlığı ya da küslüğü sürerken (ama sesini çıkarmadan) öğretmen dikkatinizi sınıfın geri kalanına verir ve konuşmasına kaldığı yerden devam eder.

2. YAPIŞKANLAR

Bir sonraki tiplememizde küçük sınıflardan birindeki kompozisyon dersinde öğrencilerin başındayız. Halil sınıfın diğer yanından seslenir.

Halil: "Öğretmenim, öğretmenim, bakar mısınız?"

Öğretmen: "Bir dakika Halil."

Halil: "Ama öğretmenim bundan sonra ne yapacağımızı bilmiyorum!"

Öğretmen: "Dinle, aynı anda hem orada hem burada olamam değil mi?"

Halil: (ağlamaklı bir tonda) "Ama öğretmenim. . ."

Öğretmen: "Tamam, tamam!" Öğretmen, onun her çağırışında kendisine yardımcı olmaya gideceği gibi asılsız bir düşünceyi kuvvetlendirerek ona yardımcı olmaya gider.

İZLENECEK STRATEJİLER

Bilinçli olarak duymamazlıktan gelmeyle başlayın.

Bilinçli olarak duymamazlıktan gelme, belirli davranışları gözardı etmek ve dikkatleri dersin akışı üzerinde tutmak ya da olumlu davranışları farketmek ve desteklemek amacıyla öğretmenlerin bilinçli olarak aldıkları bir karardır. Öğrenciler kısa zamanda ´kurallara uyup parmak kaldıran ve bekleyen´ öğrencileri öğretmenlerin dinlediklerini anlayacaklar ve kurallara uymaya çalışacaklardır

El işaretleriyle basit yönlendirmeleri/anımsatmaları birleştirin.

Bilinçli olarak duymamazlıktan gelme işe yaramazsa ve öğrencinin davranışı diğer öğrencilerin öğrenmesini ya da sizin öğretmenizi etkiliyorsa basit bir yönlendirmede bulunmayı ya da anımsatmayı deneyin: "Söz almadan önce parmak kaldırın, lütfen" ya da "sınıf içindeki kurallarımız neydi?" Sözlü yönergelerinizi güçlendirmek ya da kimi zaman onların yerine kullanmak açısından el işaretli çok etkili olabilir (özellikle sene başından beri bunları kullanmaya başladıysanız). Örneğin, öğrencinin beklemesi gerektiğini belirtmek için elinizi dur anlamında kaldırın ya da çocuğa parmak kaldırması gerektiğini anımsatmak için bir parmağınızı konuşmaması gerektiği anlamında ağzına koyup diğer parmağınızı havaya kaldırabilirsiniz.

Öğrencilere seçenekler sunun.

Verilen ödev öğrenciye özel değilse "bana sormadan önce çevrendeki üç arkadaşına sor" türünde bir yöntem oturtabilirsiniz. Öğrencileri izlenmesi gereken işlemler konusunda birbirlerine yardımcı olmaya, masalarında sessizce bilgi alışverişinde bulunmaya ve ancak son çare olarak sizin yardımınızı istemeye teşvik edin.

UYGULAMALI STRATEJİLER

Birinci sınıflardaki bir sanat etkinliği sırasında öğrencilerin arasında dolaşıp kilden yaptıkları şekiller hakkında konuşuyorum. Sıraların birinde bir öğrenciyle konuşurken diğer yanımdaki birisi elbisemi çekiştirme başlıyor: "Öğretmenim, şuna bakın, yaptığıma bakın!" Bakabilirim ya da çekilmesini söyleyebilirim ama bunun yerine bilinçli olarak duymazlıktan geliyorum. En sonunda pes ediyor, parmağını kaldırıp bekliyor. Böyle yapmamış olsaydı elimi kaldırıp "bekliyoruz" anlamına gelen bir işaret yapar ve dikkatimi daha önce konuşmakta olduğum öğrenciye tekrar verirdim. Her iki durumda da ilk öğrenciyle işimi bitirip diğerine döndüğümde hala sessizce beklediğini görürsem çalışmasını görmeye can atar bir şekilde yanına giderim.

3. BOYKOTCULAR

Üçüncü sınıftakilerin tümü harita çizme projeleri üzerinde harıl harıl çalışıyorlar, David dışında. O, morali bozuk bir şekilde havaya bakıyor. Öğretmeni onun bu çalışmayı yapabileceğini çok iyi biliyor. Öğretmeni deli eden asıl sorun da bu.

Öğretmen: "David, niçin çalışmıyorsun?"

David: (iç çekerek) "Bilmiyorum"

Öğretmen: "Ödevle ilgili bir sorunun mu var?"

David: "Eveet . . . coğrafya sıkıcı geliyor."

Öğretmen: "Sıkıcı öyle mi? Bak işte bu çok kötü. Ne yazık ki orada oturup haritayı tamamlayıncaya kadar canının sıkılmasına katlanman gerekiyor. . . . Bunu tamamlamanın ne kadar süreceği beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor!"

Bu süre boyunca David önüne kapanıyor ve tartışma sürüp gidiyor.

İZLENECEK STRATEJİLER

Öğrencilere sonuçlarıyla birlikte seçenekler sunun.

Öğrenciler ödevleri ağırdan alıyor ya da yapmıyorlarsa onları doğrudan bir seçeneğe ya da sonuca yönlendirin. "Ödevini şimdi yapmazsan onu ders dışındaki boş zamanlarında yapman gerekecektir" demek, özellikle boş zamanını satranç, kişisel çalışmaları ya da bilgisayar oyunlarıyla geçiriyorsa işe yarayacaktır. Kullandığınız dil, öğrencilere davranışlarının kendi sorumlulukları altında olduğu ve nasıl davrandıkları konusunda denetime sahip oldukları mesajını verecektir.

Çalışmaya yeniden dönmesi için süre verin.

Çalışmaya yeniden dönmesi için verilen süre, öğretmenin düzeltici yönlendirmesine yanıt vermesi için öğrenciye verdiği süredir. Öğrenciye bir yol önerdikten ya da bir anımsatma yaptıktan sonra öğretmen sakin bir şekilde sınıfta göz gezdirebilir ya da başka bir öğrenciyle uğraşmak için dönebilir. Böyle yapmakla öğrencinin yönlendirildiği şekilde davranacağını beklediği mesajını iletir. Bu, öğrencilerin isteklere uyarken incinmemelerini sağlarken öğretmenlerin de gereksiz, uzun tartışmalara girmelerini önler.

İlişkiyi yeniden kurun.

Bir düzeltme yaptıktan ve öğrenci de buna uyduktan sonra (gönülsüzce de olsa) ders sırasında daha sonra yanına gidip ilişkinizi yeniden kurmak önemlidir. Bunu olumlu bir kaç sözcük fısıldayarak ("Böyle çalıştığını görmek çok güzel...") ya da sadece gülümseyip başınızı onaylayarak bile yapabilirsiniz. Bu, çocuğa ilişkinizin hala sorunsuz olduğu (düzeltmeyi bir kenara koyarsak) ve onun sizin gözünüzde hala iyi bir yere sahip olduğu izlenimini verir. Kısa bir teşekkür ya da onay "Çabalarını farkediyorum" anlamına gelir ve arada herhangi bir kırgınlığın olmadığı mesajını da verir.

UYGULAMALI STRATEJİLER

David ve öğretmeni arasında geçen konuşmaya yeniden dönelim.

Öğretmen: "David . . . Ödevini şimdi yapmazsan bunu teneffüste yapmak zorunda kalacaksın."

David: "Ama bu hiç adil değil." Kollarını kavuşturur ve somurtur.

Öğretmen: "Belki öyle ama bu senin seçimin."

Öğretmen yürür ve David´e işe yeniden dönebilmesi için zaman verir. Öğretmenin kendisine bakmadığından emin olduktan bir kaç dakika sonra gönülsüzce de olsa David çalışmasına devam eder (aslında öğretmeni onu yan gözüyle izleyebiliyordur). Teneffüs zili çaldıktan sonra öğretmeni onunla yeniden konuşur.

Öğretmen: "Doğru kararı verdiğine sevindim David." O oynamaya giderken öğretmeni de aferin anlamında koluna hafifçe vurur.

4. TARTIŞMACILAR

Her okulda öğretmenlerine kafa tutan, karşılık veren ve hiçbir sözün altında kalmak isteyen öğrenciler olur. Bu tür kişilerin niçin suçsuz oldukları, yapılanın niçin adil olmadığı, öğretmenlerin niçin onlara taktıkları konusunda on ayrı neden ve açıklama sıralayabilirler. Asıl şaşırtıcı olan öğretmen ve öğrenci arasındaki tartışmaların çoğunun aşağıdaki son sınıf örneğinde olduğu gibi ufak tefek, önemsiz konularla başlamasıdır.

Öğretmen: "Jason, niçin masanda değilsin?"

Jason: "Sadece Dimi´den bir cetvel istiyordum!"

Öğretmen: "Bana bak, sakın yalan söylemeye kalkma. Cetvel istemiyordun. Seni gördüm. (Öğretmen Jason´ın suratında ´seni kandırıyorum´ anlamına gelen sırıtmayı gördüğü için daha da sinirlenir.) Bu davranışından bıktıp usandım!"

Jason: "Bu arada cetvel isteyip istemediğimi nereden biliyorsunuz? Dimi´ye sorabilirsiniz." (Öfkeli bir şekilde kollarını kavuşturur. Tüm sınıf onu izliyordur.)

Öğretmen: "Çok akıllı olduğunu sanıyorsun değil mi? Bak sana ne diyeceğim. . ." Bu noktada, Jason ağır kanlı ve kızgın bir şekilde sandalyesine yaslanırken ufak bir söylev başlar. Önceki atışmalardan canı sıkılan öğretmen Jason´ın suratında tehditkar bir ifadeyle sandalyeye yaslanışını göze batan bir terbiyesizlik olarak yorumlar. Tartışmayı sürdürüp öğrenciye meydan okur.

Teacher: "Sen ne yaptığını sanıyorsun, ha?"

İZLENECEK STRATEJİLER

Birincil davranışı ikincil davranıştan ayırt edin.

Jason´ın öğretmenleri onu sorunlu bir çocuk olarak anlatırken düşündükleri ikincil davranışlarının toplamı (ondan daha öncelikli olan birincil davranışlardan ağırlığı duygusal olarak daha fazla olduğundan). Öğretmenin sorusuna verilen "Evet" yanıtı bile hem kulağı hem gözü rahatsız edebilir. Konuşma tonlarını, biçimlerini ya da sözcüklerini suçlamak istersek öğrencilerin ikincil davranışlarına fazla tepki göstermemiz ya da onlara odaklanmamız kaçınılmazdır. En azından şimdilik birincil davranışlara odaklanın.

Gereksiz tartışmalardan kaçının.

Kavgacı bir öğrenciyi doğrudan kontrol edemesek de kavgalarla nasıl başedebileceğimizi kontrol edebiliriz. Tepki gösteren ya da savunmaya geçen düzeltmeler, özellikle beden dili biraz saldırgansa, tartışmayı uzatır ve dikkatimizi özgün konudan uzaklaştırır. Öğenciler tartışmalarını hiçbir zaman uysal olmayan yaşıtlarının önünde sürdürebilirler. Kendinize güvenli ama nazik olun, öğrenciyi asıl konuya yeniden yönlendirin ve tartışarak, kavga ederek ya da düşmanca taktiklerle ikincil davranışlara esir olmayın.

Dersten sonra karşılıklı görüşmeler planlayın.

Tartışan birinin ikincil davranışlarını o an için görmemezlikten gelme sizin avantajınıza olsa da bu konuda bir şey yapmamanız gerektiği anlamına gelmez (özellikle öğrenci bu tür davranışları alışkanlık haline getirmişse). Dersten sonra karşılıklı görüşme planlayıp öğrenciye ikincil davranışının nasıl gözüktüğünü ya da anlaşıldığını ve karşılıklı haklarımızı nasıl etkilediğini anlatabilir (hatta gösterebilirsiniz). Dersten sonra karşılıklı görüşmeler hakkında daha fazla bilgi için Somurtkanlar bölümüne bakın.

UYGULAMALI STRATEJİLER

Başka bir son sınıfta Bradley´nin ödevine başlamadığını farkettim. Yanına gidip sıradan bir tarzda sordum: "Bradley, henüz başlamamışsın sanırım. Bir sorun mu var?" Davranışlarım cana yakındı. "Evet, şey, kalemim yok, nereden bulabilirim?" yanıtına "Sorun değil, benimkini ödünç alabilirsin" diye karşılık verdim (ne zaman son sınıf öğrencileriyle ders yapsam yanıma kurşun, tükenmez kalemler, cetveller ve silgiler alırım - sorunları önleyici bir idare tarzı). Kendi kendine bir şeyler mırıldanıp sesini azaltıp önüne bakarak "Evet, şey cetvelim yok" dedi. Öğretmen masasındaki malzeme kutusunu göstererek "benimkilerden birini ödünç alabilirsin" yanıtını verdim. "Şey, benim kağıdım da yok" derken sesi oldukça sinirli bir tona bürünmüştü. Zavallı çocuk! Oyununu bozuyordum. Alaycı olmaya çok müsaittim ama "Masamda kağıt da var" yanıtını verdim. "Daha sonra gelip nasıl gittiğine bakarım" diye de ekledim. Bu son yardımsever açıklamadan sonra eminim içinden küfretmiştir. Ben uzaklaşırken ihtiyacı olan şeyleri almak üzere öğretmen masasına doğru gittiğini gördüm. Daha sonra ders sırasında homurtuları konusunda kendisini kontrol edebildiği için onu takdir ettim. Terbiyeli olmak zor iştir.

5. SOMURTKANLAR

Veronica çok sevilen, parlak bir beşinci sınıf öğrencisi. Ödevlerini yapması konusunda bir sorunu olmasa da öğretmeni onun davranış sorunları olduğundan yakınıyor. O sınıfla yaptığım ilk dersimde Veronica´nın ders sırasında sürekli gezindiğini ve diğer öğrencilerle sohbet ettiğini farkettim. Bilinçli olarak bir süre bunu görmezden geldim ama sonraları onu kendi masasına dönmesi konusunda uyardım. Gözleri tavana bakarak, ıslık gibi bir sesle "Sadece Michelle´den silgi alıyordum" dedi. Bu sırada çıkardığı "cık cık" sesleri ve başka yöne çevirdiği gözleriyle somurtkan karşılığı tamamlanır (en sık görülen ikincil davranış). Hemen hemen onu her düzeltişimde, basit anımsatmalar bile olsa, bu durum tekrar ederdi. Sınıfta bu tür davranışların çoğunu yönlendirip gerginliği azaltmaya çalıştım ama en sonunda başka bir şeyler yapılması gerektiğine karar verdim.

İZLENECEK STRATEJİLER

Gerekiyorsa okuldan sonra bir sohbet ayarlayın.

Bu tür kısa konuşmalar (etik açıdan kapı açık olarak) öğrencilerin davranışları açısından ders sırasında neler olduğunu aydınlatmanızı sağlamak için çok uygundur. Öğrencilere, alışkanlık haline gelmiş ikincil davranışlarının sınıf hakları ve sorumluluklarına göre kabul edilemez olduğunu anlatmamız çok önemlidir. Bu tör sohbetlerin yılın başlarında yapılmaya başlaması ikna edici olması bakımından oldukça etkili olur (yılanın başının küçükken ezilmesi yaklaşımı). Böylece öğrenciler öğretmenin her zaman belirli davranışları dersten sonra takip edeceği mesajını almış olurlar.

Davetinizin zamanlamasını iyi yapın.

Öğretmenler öğrencileriyle dersten sonra konuşmak isterlerse teneffüs zili çalmadan hemen önce kalmalarını istemek daha iyi olabilir. Böylece, "Niçin?", "Neden Ben?" ya da "Ne Yaptım?" gibi gereksiz tartışmaları önlemiş olursunuz.

Olumlu mesajlar vermeye çalışın.

İkazlarımızın, düzeltmelerimizin ve gerilmiş ilişkilerin onarımının süren bir ilişkili sayesinde mümkün olabileceğini unutmayalım. Olumlu bir ses tonuyla ve arkadaşça konuşun, parmağınızı sallamak gibi tehdit edici beden dilinden kaçının. Söylev çekmektense karşılıklı konuşmak daha iyidir.

Sorunlu davranışı yansıtmayı önerin.

Birçok öğrenci ikincil davranışının nasıl gözüktüğünün farkında değildir. Onlar olayları bizim gözlerimizle göremezler. Öğretmenler çoğu zaman bu tür davranışları kaba ve otoritelerini sarsıcı bir davranış olarak görürler. Bizim değer yargılarımıza göre kaba olan şey aslında zayıf sosyal beceriler, kötü alışkanlıklar, öğrencinin dikkat çekme isteği ya da sınıf ortamında gücünü gösterme arayışından ibarettir.

Davranışlarında neler gördüğümüzü yansıtıp duygularımızı açıklayabilirsek ve saygı ya da adil muamele görmeleri için onları sınıf kurallarına uymaya davet edersek en azından kabalıktan ne anladığımızı ve böyle davranışların ilişkileri nasıl zedelediğini açıklamış oluruz.

UYGULAMALI STRATEJİLER

Teneffüs zilinden hemen önce Veronica´ya dersten sonra birkaç dakika kalmasıni söyledim. İncinmiş bir tonda "Niçin?" diye sordu. Bunu duymazdan gelip sınıfı dışarı çıkardım. Sınıf dışarı çıkarken Veronica ellerini kavuşturup duvara yaslandı. Veronica´ya biraz önce derste bir sorun olup olmadığını sordum.

Veronica: (gözleri yere bakarak bastırmaya çalıştığı bir somurtkanlıkla) "Hayır."

Öğretmen: "Dersten sonra kalmanı istediğim için belki de kızgınsın ya da moralin bozuk, öyle mi?"

Veronica: "Evet. Kötü ne yaptım?"

Öğretmen: "Masanı dönmeni söylediğim zamanı hatırlıyor musun? Ne yaptığını ve ne söylediğini anımsıyor musun?" Bu noktada Veronica önemsiz bir bakış fırlattı.

Öğretmen: "Ne dediğini sana göstermemi ister misin?"

Veronica: "Efendim?"

Öğretmen: "Dur sana göstereyim."

Bu noktada onun sabahki duruşunu, el kol hareketlerini ve ses tonunu başını sallayışıyla ve kaba bakışıyla yansıtmaya çalıştım. Kısa bir gösterimden sonra gülümseyerek solümü tamamladım. Veronica gönülsüzce gülümseyerek savunmaya geçti: "Bunu her zaman yapmıyorum". "Evet her zaman değil" diyerek sürdürdüm "ama bu davranışları çok sık yapıyorsun. Ben sana bu şekilde davranmıyorum Veronica. Bu şekilde konuştuğunda ses tonundan ve söyleyiş şeklinden dolayı saygızlık haline geliyor".

Veronica: "Şey, bunu yapmak istememiştim."

Öğretmen: "Olabilir, sen bunu kasdetmemiş olabilirsin ama senin ne söylediğin ve nasıl anlaşıldığı bu."

Bu durumda öğrencilerden bazıları gelişigüzel bir özür ifade ederler. "Gerçekten üzgün hissetmiyorsun, değil mi?" türünde bir yanıt vermekten kaçının. Saygı konusundaki okul kurallarını anımsatıp özrü kabul edin.

ÖĞRETMENLERE DİSİPLİN SAĞLAMA KONUSUNDA ÖNERİLER

1. Ara sıra ufak tefek disiplin olaylarını şakaya dönüştürün. 2. Eğlenceli durumlarda sınıfla birlikte gülerseniz sınıfı kontrol edemez hale gelmekten korkmayınız. 3. Öğrencinin hiç bir soru sormaksızın itaatkar davranmasının arzu edilir bir şey olmadığını biliniz. 4. Bir öğrenciyi uyarmanız gerekiyorsa bunu herkesin önünde yapmayınız. 5. Disiplin sağlamanın birçok öğretmenin iddia ettiği kadar önemli bir sorun olmadığını unutmayınız. 6. Bazen öğretmenlerin tutumu yüzünden de öğrencilerin disiplin kurallarına uymadıklarını aklınızdan çıkarmayınız. 7. Öğrencilerinizde kendi kendini disipline edebilme alışkanlığı geliştirmeye çalışınız. Kötü bir davranışın her şeyden önce kendi kişiliğine karşı bir saygısızlık olduğunu belirtiniz. 8. Unutmayınız ki öğretmenin sınıfta disiplin sağlamak için çok sert olması gerekmez. 9. Suçluyu bulamadığınız zaman tüm sınıfı cezalandırmaktan kaçınınız. 10. Disiplin problemlerine mani olmak, bir kere olduktan sonra onu düzeltmek için uğraşmaktan daha kolaydır. 11. Disiplin problemi sizi aşmadıkça başkalarına duyurmayınız. 12. Derhal önlem alınması gereken durumlarda ya da sınıfta ders yapmanız imkansızlaştığı hallerde idareye haber veriniz. 13. Sınıfta disiplini bozan bir davranış oluştuğunda tepkide bulunmadan önce biraz düşününüz

SINIF YÖNETİMİ

"Her şey katı ve kesin kurallar getirilerek çözülebilmiş olsaydı, dünyada en başarılı yöneticilerin hiç şüphesiz diktatörler olması gerekirdi."

Son birkaç yılda sınıf ortamındaki öğrenci-öğretmen ilişkilerini açıklama amacıyla literatürde yer almaya başlayan ve sınıf yönetimi adıyla yayınlanan, makale vb. eserler incelendiğinde bunların; öğrenci davranışlarının planlanması, sınıftaki örgütlenme, iletişim ve istenmeyen davranışların önlenmesi gibi konular üzerinde yoğunlaştıkları görülecektir. Sınıf yönetimini, sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilmesi şeklinde tanımlayan Lemlech´in bu tanımlamasında aynı kavramı açıklamaya yönelen tüm tanımları birleştirdiği söylenebilir.

Yapılan bir araştırmada sınıf yönetiminin boyutları şu başlıklar altında toplanmaktadır:

Meslek (alan) hakimiyeti,

Sınıf içinde amaçlı davranış gösterme,

Liderlik,

Planlama,

İletişim,

Davranışların yönetimi,

Zamanın yönetimi,

Etkinliklerin yönetimi, Değerlendirme.

Araştırmanın bulgularına göre, müfettişler sınıf öğretmenlerini sınıf yönetiminin bütün boyutlarında "Orta Düzey Yeterlikte" göstermektedirler. Aynı araştırmada öğretmenlerin sınıf yönetimi konusunda hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim ihtiyacı içerisinde oldukları belirtilmektedir. Ayrıca sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetimi konusundaki yeterliklerinin artırılması konusu üzerinde öncelikli olarak durulmasının gerekliliği önerilmektedir. Okullarda önemli bir öğretmen niteliği olarak karşımıza çıkan sınıf yönetimi eğitimde başarılı olmak için ilk adımdır. Bu nedenle öğretmenin liderlik rolü ön plana çıkmakta ve grup dinamizmini bilmesi önem kazanmaktadır. Bununla birlikte öğretmenin bireysel özellikleri, ders verirken kullandığı öğretim stratejileri, yöntem ve teknikleri de sınıf yönetimini etkilemektedir. Sınıftaki disiplin anlayışı ise katı kuralların uygulanmasından çok bilgiye ve seviyeye dayalı olmalıdır. Diğer bir anlatımla öğretmen sınıf içinde disiplini, bilgisiyle, öğrenciye sevgi göstermesiyle ve ona saygı duymasıyla kurmalıdır. Sınıfın iyi yönetimi için öğretmenin öğrencilerle iyi ilişkiler kurabilmesi gerekir. Bunda öğretmenin öğrencilere ilişkin tutumu önemli bir rol oynar. Bu süreçte etkili bir öğretime rehberlik edebilecek düzeyde nitelik ve anlayışa sahip öğretmen, başarılı bir sınıf yönetimi rolü oynayabilmektedir. Her sınıfın, öğrenmeyi olumlu ve olumsuz etkileyecek bir atmosferi, iklimi vardır. Sınıf iklimi, kullanılan öğretmen yaklaşımları, kontrol yöntemi ve tüm ilişkiler öğretmen tarafından sağlanır. ancak sınıfı oluşturan öğrencilerin öğrenmeye ve öğretim etkinliklerine karşı oluşturdukları tutumlar da sınıf iklimini oluşturmada önemli rol oynamaktadır. Öğretmen sınıfın tüm özellikleri bakımından analiz ederek öğrencileri sınıfta olumlu bir havanın oluşturulmasında katkı sağlayıcı bir unsur olarak kullanabilmelidir. Öğretmenler sınıfta kurdukları iletişim özelliklerine göre etkili olabilmektedirler. Ektisi en az olan iletişim biçimi, öğretmenin bireysel olarak öğrencilerle tek olarak ilgilendiği iletişim biçimidir. Buna karşılık bu iletişimin bireysel olarak öğretmen-öğrenci arasında kurulması etkili olmakta iken; öğretmen-öğrenci ve öğrenci-öğrenci etkileşiminin mümkün olduğu öğrenme ortamında kurulan iletişimin ise çok etkili olduğu bilinmektedir. Öğretmenin sınıfa hakimiyetini sağlayıcı olması bakımından sınıfta disiplini sağlayıcı uygulamalarda önem taşımaktadır. Bu bakımdan öğretmenin sınıf yönetimi konusundaki başarısını disiplin anlayışı ve uygulamaları da etkileyebilmektedir. Otoriter, problemleri disipline edici yöntemlerle çözme eğilimi içerisinde olan öğretmenler sükûneti sağlamada başarılı olsalar bile öğrencilerin zihinlerinde oluşan kaosa engel olamamaktadırlar. Sınıf yönetimi, öğretim esnasında öğretmenin öğrencilerini belli bir takım kurallara ve kişisel eğitim anlayışına göre hedefe kısa ve disiplinli bir yolda sağlıklı bir şekilde götürmesi anlamını taşır. Okullarda disiplin denince; öğrencinin okul hayatını ve öğretimle ilgili faaliyetlerini düzenlemek amacını güden önlemler anlaşılır. Bu önlemlerin bir kısmı emirlere ve dolayısıyla zora; bir kısmı da isteğe ve sevgiye dayanır. Bu ikisinden eğitimsel değeri olanlar, çocuğun isteğine dayananlardır. Bunlar öğrencinin ahlak ve karakter bakımından en iyi şekli almasına yardım eden bütün faaliyetlerin toplamından meydana gelir. Alınan bu önlemlerin amacı; öğrencinin okulda doğal hayat şartları içinde yaşamasını ve çalışmasını, disipline uyar bir vatandaş olarak karakteri olgun bir insan olmasını sağlamaya çalışmaktadır. Öğretmenin eğitim anlayışı, mesleki bilgi yeterliliği, şahsiyeti okuldaki disiplini sağlamada etkili olan unsurlardandır.

1. Okullardaki Disiplinsizlik sebepleri:

Okul programının ve okul yönetmeliklerinin öğrenci psikolojisine uygun olmaması,

Ailenin ekonomik düzeyinin olumsuzluğu ve aile eğitim anlayışının yetersizliği,

arkadaş ortamının olumsuz tesirleri,

Öğrencinin sahip bulunduğu bedeni özürler,

Öğretmenler arasındaki disiplin anlayışındaki farklılıklar,

Öğretmenlerin kişiliği,

Okulun sahip bulunduğu olanaksızlıklar,

Öğrencilerdeki başarısızlık kaygısının yüksekliği,

Öğrencilerde güven duygusunun eksikliği vb sebepler.

2.Disiplini sağlamada dikkat edilecek hususlar:

Sınıfta göz iletişimini etkili bir biçimde sağlayabilme,

Dikkati dağınık öğrencileri canlı tutmayı bilme,

Sınıfın oturuş düzeninin iyi ayarlanması,

Öğrencileri ismen tanıyabilme,

Sınıf karşısında tenkitten kaçınma ve kendine hakimiyet,

Sınıfın normlarını bilme ve bunlardan yararlanabilme,

Öğrencilerle yakından ilgilenme,

bunu onlara hissettirebilme,

Nadir olarak tekrar eden bazı davranışları hoş karşılayabilme,

Olayları daha başlangıcında ve büyümeden çözebilme,

Alaycı ve kibir gibi davranışlardan uzak olma,

Tarafsızlık ve objektiflik,

Problemleri başkalarının yardımı olmadan çözümleyebilme,

Mizahi ve güler yüzlü bir kişilik,

Kendini beğenmişlikten ve sık sık kendini anlatmaktan uzak olmak,

Öğrenmeyi güç bir duruma getirmeme,

Öğrencilerin düzeylerine uygun olarak hitap edebilme,

Olayları değişmez gerçeklere göre değil, olumlu taraflarını da göz önüne alarak çözümleyebilme vb hususlar. Sınıfta sağlıklı sınıf ortamını oluşturabilmek için belirli kuralların önceden öğrenci iş birliğinde konulması faydalıdır. Fakat bu kurallar kesin kurallar hükmünü taşımamalıdır.

"Her şey katı ve kesin kurallar getirilerek çözülebilmiş olsaydı, dünyada en başarılı yöneticilerin hiç şüphesiz diktatörler olması gerekirdi."

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 07.12.2012 - Güncelleme: 07.12.2021 21:48 - Görüntülenme: 4202
  Beğen | 0  kişi beğendi

Etiketler :
,